İnönü Üniversitesi, Orduyu Cumhuriyet'i koruma ve kollama görevini yerine getirmeye davet etti

Haber Giriş : 11 Mayıs 2004 00:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu başkanlığında toplanan Üniversite Senatosu'nun yayınladığı bildiri, Türkiye'nin gündemine bomba gibi düştü. Bildiride, YÖK tasarısı için Ordu, ''Cumhuriyet'i koruma ve kollama'' görevini yerine getirmeye davet edildi..

İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu başkanlığında toplanan Üniversite Senatosu'nun yayınladığı bildiride,''YÖK Yasa Tasarısı gibi girişimler ile yüce ATATÜRK'ün kurmuş olduğu Türkiye Cumhuriyeti'nin yıkılması amaçlanmaktadır. Sorun sadece Üniversite Yasası sorunu olmayıp, doğrudan Laik Türkiye Cumhuriyetimizin bekası sorunudur. Bu nedenle, İnönü Üniversitesi Senatosu olarak, Cumhuriyetimizin temel niteliklerini korumak ve kollamak sorumluluğunu taşıyan tüm kişi ve kuruluşları bu sorumluluğun gereğini yerine getirmeye davet etmeyi tarihi bir görev sayıyoruz.'' denildi.

İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ SENATO KARARI TAM METNİ

Bilindiği üzere, 3 Kasım 2002 seçimleri ile birlikte iktidar olan bugünkü siyasal otorite, acil eylem planı çerçevesinde yeni bir YÖK yasası yapmak istemiş ve bu doğrultuda Üniversitelerarası Kurul ve Hükümet yetkilileri arasında uzun süren görüşmelerin ardından, Üniversitelerarası Kurul hazırlamış olduğu YÖK yasa taslağını Sayın Başbakana üç ay önce sunmuştur.

Hal böyle iken, Hükümet yetkilileri Üniversitelerarası Kurulun hazırlamış olduğu taslağı tümüyle yok sayarak, kendileri tarafından hazırlanmış olan ve üniversitelerimizde ciddi tahribatlara yol açacak 10 maddelik bir yasa tasarısını TBMM'ye sunma girişimini başlatmışlardır.

Bu tasarının kamuoyuna sunulan önemli gerekçelerinden biri, üniversiteye giriş sınavında uygulanan katsayı farklılıklarını ortadan kaldırarak eşitlik sağlama iddiasıdır. Halbuki gerçek tümüyle farklıdır. Şöyle ki; meslek lisesi mezunlarının en az % 50'si sınavsız olarak 2 yıllık veya sınavla ya da sınavsız 4 yıllık bir yükseköğretim kurumuna yerleştirilmektedir. Buna ilaveten, meslek yüksekokulu mezunları dikey geçiş sınavı ile 4 yıllık lisans programlarına da geçebilmektedir. Meslek lisesi mezunu olup da herhangi bir yükseköğretim programına yerleştirilemeyenler, zaten bir meslek sahibi olduklarından iş bulma olanağına sahiptirler. Buna karşılık, genel lise mezunlarının sadece % 20'si merkezi bir sınavla yükseköğretim programlarına yerleşebilmekte, % 80'i, yani, her yıl bir milyona yakın genel lise mezunu gencimiz ise açıkta kalmaktadır. Açıkta kalan bu gençlerin, bir meslek sahibi de olmadıklarından, tekrar tekrar üniversite sınavlarına girmekten başka bir seçenekleri de yoktur. Bu durum mevcut üniversiter sistemde gerçek mağdurların meslek lisesi mezunları değil, genel lise mezunları olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Yeni düzenleme ile genel lise mezunları daha da mağdur olacaklardır. Bu nedenle, genel lise mezunu gençler ile velilerini bu konuya sahip çıkmaya ve siyasal irade nezdinde demokratik tepkilerini göstermeye davet ediyoruz.

Söz konusu tasarı ile, yükseköğretimin üst kuruluşları tümüyle siyasal otoritenin emrine sokulmaktadır. Özerk olması gereken bu kuruluşlar, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı bir daire başkanlığı düzeyine indirgenmekte, üniversite yönetimleri ise siyasal iktidarların il başkanlarınca yönetilecek kurumlar haline dönüştürülmektedir. Bunun doğal sonucu olarak, üniversitelerde tüm akademik ve idari tasarruflar siyasi otoritenin emir ve beklentileri doğrultusunda oluşacaktır.

Böylece, bilimsel olması gereken üniversitelerimiz, siyasal birer kurum haline gelerek, asıl görevi olan eğitim-öğretim ve araştırma faaliyetleri engellenecek ve son yıllarda tam bir huzur ve güven ortamının sağlandığı üniversitelerde, geçmişte yaşanan siyasal çatışmalar yeniden başlayacaktır. Ayrıca, gündemden kalkmış olan kılık-kıyafet konusu, yeniden gündeme sokulacak ve oluşacak bu huzursuzluk, zamanla toplumun tüm kesimlerine yayılacaktır.

Avrupa Birliğine üye olmak adına çıkarılan Uyum Yasaları, Kamu Yönetimi Temel Yasası, Anayasa Mahkemesi'nin yapısını değiştirmeye yönelik çabalar ve son olarak da gündeme getirilen YÖK Yasa Tasarısı gibi girişimler ile yüce ATATÜRK'ün kurmuş olduğu Türkiye Cumhuriyeti'nin yıkılması amaçlanmaktadır.

Sorun sadece Üniversite Yasası sorunu olmayıp, doğrudan Laik Türkiye Cumhuriyetimizin bekası sorunudur. Bu nedenle, İnönü Üniversitesi Senatosu olarak, Cumhuriyetimizin temel niteliklerini korumak ve kollamak sorumluluğunu taşıyan tüm kişi ve kuruluşları bu sorumluluğun gereğini yerine getirmeye davet etmeyi tarihi bir görev sayıyoruz.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
aa

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber